Hemodiyaliz Nedir?

HEMODİYALİZ

Böbrek yetmezliği olan hastalarda vücutta biriken zararlı maddeleri temizleme işlemidir. Hemodiyaliz işlemi uygulanabilmesi için bir damar yoluna ihtiyaç duyarız.


GEÇİCİ DAMAR YOLU

Kateter;
- Kasıktan
- Köprücük kemiği altından
- Boyundan takılabilir.

Kateter takıldıktan hemen sonra kateteri kullanarak hastaya hemodiyaliz tedavisi uygulayabiliriz. Bu nedenle acil durumlarda kullanabiliriz.

KALICI DAMAR YOLU

Fistül : İki damarın ameliyatla birleştirilmesidir.
Greft  : Yapay damar takılmasıdır.

Fistül ve greftin hemodiyaliz için kullanılabilmesi için en az 2-3 haftalık süre geçmesi lazımdır.

HEMODİYALİZ İŞLEMİ 

Hastanın damar yolu kullanılarak, hastadan alınan kirli kanın makinede temizlenerek hastaya aynı damar yolundan geri verilmesi işlemidir. Diyaliz işlemi genellikle haftada 2 veya 3 kez uygulanır. Haftada kaç kez diyalize gireceğiniz, diyalizin süresi ve diğer parametreler doktorunuz tarafından 'hastaya özgü' belirlenecektir. 

UZUN ARALIKLI HEMODİYALİZ

Diyaliz tedavisini ilk yıllarında uzun süreli hemodiyaliz uygulanmaktaydı. 1980 lerin sonuna doğru diyaliz süresinin kısaltılması (4-6 saatlik diyaliz tedavileri) yaygınlaşırken, 1990'lı yıllardan sonra da 4 saatlik diyaliz uygulamaları yaygınlaşmıştır. Diyaliz tedavisinin erken dönemlerinde, genel diyaliz rejimi, haftada üç kere 8 saattir. (çoğunlukla gece evde) Yüksek etkinlikli diyalizerlerin geliştirilmesi ile bu rejim değişmiştir. Ancak bazı diyaliz merkezleri, uzun aralıklı 8 saatlik diyalizi günümüze kadar korumuşlardır. En iyi bilinen merkez Tassin, Fransada’ki hemodiyaliz ünitesidir. Ancak diğer merkezlerde aynı rejimi kullanmışlardır. 30 yıllık dönemin çoğunda, Tassin ünitesinde, cuprophan diyalizerler ve asetat içeren diyalizat kullanılmıştır. Uzun aralıklı diyaliz, hem evde hem de merkezde gün içerisinde veya gece uygulanmıştır. Olağan kan akımı, 250 mL/dk ve diyalizat akımı 500 mL/dk idi. Ortalama Kt/V 1,85 ve PCR 1,4 gr /kg idi (6). Bazı yayınlar bu uygulamanın yararlarını tarif etmiştir.
 
UZUN ARALIKLI HEMODİYALİZİN TEMEL ÖZELLİKLERİ: 
 
A-)  Mükemmel kan basıncı kontrolü
B-)  Hasta yaşam süresinde uzama 

A-) KAN BASINCI KONTROLÜ

Hastalar uzun aralıklı hemodiyalize başladıktan sonra antihipertansifler (tansiyon ilaçları) kesilmiştir. Daha sonra kan basıncı, hastanın kuru ağırlığı azaltılarak kontrol edilmiştir. Bu durum diyaliz uzunluğunda artışa bağlı olarak iyi tolere edilmiştir. Düşük tuz alımı bu uygulamayı tamamlamıştır ve kan basıncı kontrolü için gerekli olmuştur . Hastaların %90'dan fazlasında tansiyon ilaçları kesilmiştir. Yine iyi sıvı ve tansiyon kontrolunun sayesinde bu hastalarda kalp büyümesi ve kalp yetmezliği gibi hasta yaşamını olumsuz etkileyen olayların azaldığı dikkat çekmiştir. Özellikle iki diyaliz arasında fazla kilo alımı olan hastalarda 4 saat gibi kısa bir süre içinde kilo çekmek zorunluluğu dolayısıyla oluşan ani tansiyon düşmeleri yada adele krampları uzun süreli diyalizde daha az olmaktadır.

B-) YAŞAM SÜRESİ

Tassin grubu tarafından tarif edildiği şekilde hasta yaşam süresi geniş veri tabanlarındaki (Amerika Birleşik Devletleri Renal Veri Sistemi (USRDS), Avrupa Diyaliz ve Transplantasyon Birliği (EDTA) hemodiyaliz hastalarının yaşam sürelerinden daha uzundu. Bildirilen 10 yıllık sürvi %75 idi. Benzer şekilde, İngiltere’deki grup tarafından uzun süreli aralıklı hemodiyaliz alan hastalarda yüksek yaşam süresi oranları bildirilmiştir . Hasta yaşam süresindeki bu artışla ilgili nedenler araştırlmıştır... Kt/V şeklindeki diyaliz dozu hasta yaşamı ile ilişkili bulunmamıştır. Diğer taraftan Babb Diyaliz İndeksi ve serum albumin ile birlikte kan basıncı kontrolü hasta sürvisi ile de ilişkili bulunmamıştır. Uzun diyaliz uygulayan Tassin merkezinin hasta yaşam süresi diğer merkezlerin sonuçlarından belirgin oranda daha iyi olarak tespit edilmiştir. Bu hastalarda yaşam süresini uzun olmasının nedenlerinden bir tanesi de aneminin daha az oluşu ile ilgili olabilir. Uzun aralıklı hemodiyalizin eritropoetin üzerinde yararlı bir etkisi olmuştur, çünkü EPO tedavisinin keşfinden önce bu tedavi uygulanan hastaların kan sayımları 4 saatlik diyaliz hastalarından daha iyi olup kan nakli ihtiyaçları çok az olmuştur. Uzun süreli aralıklı hemodiyaliz orta moleküllerin uzaklaştırılmasında artışla ilişkili olduğu düşünülmektedir. Böbrek yetmezliği olan hastalarda serum fosfor düzeylerinin yükseldiğini bilmekteyiz. Uzun süreli aralıklı hemodiyalizde fosfat kontrolü klasik 4 saatlik hemodiyalize göre daha iyi olup çoğu zaman diyetine dikkat eden hastalarda ilaçsız kontrolü mümkün olmaktadır. Bazı hastalarda ise fosfat bağlayıcılar daha düşük miktarlarda da olsa bile yine de gerekli olabilirler.